Ev sahibi ve kiracılar arasında yaşanan anlaşmazlıklarla alakalı altın değerinde bilgiler paylaşan Avukat Şafak Baysal, kiracıların en büyük yanılgısının kira sözleşmelerini sadece yazılı olduğu yönünde bilgisi olduğunu söyledi. Kiracının yaşadığı en büyük sıkıntının ise tahliye taahhütnamesi olduğunu kaydeden Baysal, “İstenildiği kadar kira ödemesi düzgün olsun, hiçbir eksiği olmasın, bunun sonucu ev sahibi lehine dönüyor. Bu senede benzetilebilir. Nasıl ki bir senede imza atıldığında sonuçları hüküm doğuruyor, tahliye taahhütnamesinin altına da kişi imzayı atınca böyle sonuçlar ortaya çıkıyor. Şuan Antalya Adliyesi’nde çok ciddi sayıda tahliye taahhütnamesine dayalı icra takipleri artış durumda” dedi.
Antalya Barosu’na kayıtlı Avukat Şafak Baysal, son zamanlarda artan ev kiralarıyla ev sahibi ve kiracılar arasında yaşanan anlaşmazlıklarla ilgili İhlas Haber Ajansı’na (İHA) açıklamalarda bulundu. Baysal, ev sahibi ve kiracının yasal hakları, kira sözleşmesinde yanlış bilinenler, tahliye taahhütnamesi konuları ile özellikle evden çıkartılma gibi sorunlar yaşayan kiracılar için altın değerinde bilgiler paylaştı.
“Elden kira veriyorsanız, makbuz alın”
Kirada herkesin dikkat etmesi gereken hususun kiranın elden ödenmesi olduğunun altını çizen Baysal, böyle bir durumda ispat yükünün ortadan kalktığını, ev sahibinin kötü niyetli olması durumunda da kiracının yapacak bir şeyi olmadığını söyledi. Bu konuda Antalya’da açılan pek çok icra dosyası olduğunu belirten Baysal, kiracıların elden ödeme yaparken karşılığında bir makbuz alması ya da banka yoluyla havale yapmaları tavsiyesinde bulundu.
“Kira sözleşmesi sözlü olarak da yapılabilir”
Kira sözleşmelerinin sadece yazılı olarak değil, sözlü olarak da yapılabileceğine vurgu yapan Baysal, “Eğer bir kira sözleşmesi yoksa, kişilerin kendi aralarında konuşma ve yazışmaları aralarındaki kira akdinin varlığına delalet eder. Burada, “Ben evimi sözleşmeli oturtmadım, istediğim zaman çıkarttırırım. Ya da tam tersi, “aramızda zaten sözleşme çıkarttıramaz” gibi bakış açıları yanlış. Genelde sıklıkla yapılan hata, kira sözleşmelerinin yazılı olduğu düşüncesi var. Hayır, kira sözleşmeleri sözlü olarak da kurulabilir. Ödemelerin ne zaman yapıldığı, kira sözleşmesinin ne zaman kurulduğu önemli. Kişinin ne sıklıkla ödeme yaptığı, hangi tarihlerde bankalardan ödeme yapmış, bunlar vade günlerini belirleyebilir” diye konuştu.
“Tahliye taahhütnamesine, senede benzetilebilir”
Ev sahibinin kira oranında yüzde 25’in üzerinde bir artış yapamayacağına dikkati çeken Baysal, söz konusu fazla artışı kiracının yapmama hakkının olduğunu, ev sahibinin ise yasal bir hakkının olmadığını ifade etti. Fakat kira sözleşmesiyle birlikte devreye sokulan tahliye taahhütnamesinin kiracı için büyük bir sıkıntı olduğuna işaret eden Baysal, “Ne yazık ki pratikte de tahliye taahhütnamesi dediğimiz bir sıkıntı var. Genelde kişiler bir eve geçerken, kira sözleşmesinin yanında tahliye taahhütnamesi de dolduruyor. Bu taahhütname doldururken herhangi bir tarih ve yazı olmadan doğrudan imza atılarak dolduruyor. Bunu da ev sahipleri elinde koz olarak kullanıyorlar. Şuan bir tahliye taahhütnamesini tarihlerini uygun tarihlerde işleme koyup, daha sonra bunu icraya veriyorlar. Altlarında kiracıların imzası olduğu için yine yapılacak bir şey olmuyor. Çünkü kayıtsız şartsız çıkacağını kabul etmiş oluyor. Bunu kiracılar bilmiyor. “Kiramı düzenli ödüyorum. Bir şey olmaz” düşüncesiyle hareket ediyorlar. Tahliye taahhütnamesi başlı başına kiracının çıkacağını söyleyen bir veri. İstenildiği kadar ödeme düzgün olsun, hiçbir eksiği olmasın, bunun sonucu ev sahibi lehine dönüyor. Bu senede benzetilebilir. Nasıl ki bir senede imza atıldığında sonuçları hüküm doğuruyor, tahliye taahhütnamesinin altına da kişi imzayı atınca sonuçlar ortaya çıkıyor. Burada mağduriyet vatandaşın oluyor. Burada kiraya geçen vatandaşın tahliye taahhütnamesi imzalamaması, gerçek iradesi çıkma yönünde olacağı zaman tahliye taahhütnamesini imzalamalı. Şuan Antalya Adliyesi’nde çok ciddi sayıda tahliye taahhütnamesine dayalı icra takipleri artmış durumda” dedi.
IHA