Mersin’de Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü’nde daha önce geliştirilip Türkiye’nin sofralık kayısıda yüzde 85’ini karşılayan ve Mut’ta bahçeleri kurulan yerli çeşitlerden “Çağataybey’i zirai don ve soğuk hava etkilemediği gibi beklenenin üzerinde ürün vermesi dikkat çekti.
Türkiye’nin yaş meyve ve sebze üretiminde önemli bir yere sahip olan Mersin’de her ilçede farklı ürünler ön plana çıkıyor. Mut ilçesi de 16 milyon ağaçta yılda 150 bin ton sofralık kayısı üretimiyle biliniyor. Bunda Tarım ve Orman Bakanlığı, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğüne bağlı Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü tarafından 2004 yılında geliştirilen ve tescillenip bahçeleri kurulan türlerden “Çağataybey” ile “Alata Yıldızı’nın da önemli bir katkısı olduğu biliniyor. Kayısının ekonomik değerinden üreticinin faydalanması için yapılan çalışma ile bahçelerde yer alan yerli melez çeşitlerden “Çağataybey’in uzun yıllar sonra ilk defa çetin geçen kış mevsiminde farkını ortaya koyduğu kaydedildi. Mersin Mut’ta da farklı çeşitlerde verim kaybı yüzde 30 oldu. Ancak yerli çeşitlerden Çağataybey’de verimin arttığı kaydedilirken, Ar-Ge çalışmasının sürdüğü 40 çeşit kayısıda amacın yeni çeşitler geliştirmek olduğu aktarıldı.
“Çağataybey’in üretimi eksilmemiş tam tersi artış göstermiştir”
Kayısı ıslahı projesinde koordinatör olarak görev yapan Ziraat Yüksek Mühendisi Mustafa Bircan, “Bu gördüğünüz bahçede 40 civarında çeşidimiz mevcut. Burada biz deneme yürütüyoruz, ıslah çalışmaları yapıyoruz. Aynı zamanda deneme ve ıslah çalışmalarını Mut’ta da yürütüyoruz. Çünkü sofralık kayısının ayrı bir özelliği var. Ekoloji bakımından, iklim bakımından buraya göre biraz daha kayısıya uygun bir yer. Biz burada geçmişte yapmış olduğumuz denemeler sonucunda 2004’te tescil ettirdiğimiz iki adet çeşit özellikle “Çağataybey” ve “Alata Yıldızı” çeşitleri Mut’ta yoğun olarak üretimi yapılmaktadır. Bundan Çağataybey’in üretimi biraz daha fazla yapılmaktadır. Çünkü görsel olarak lezzet ve tat olarak Alata Yıldızı’ndan biraz daha ön plana çıkmaktadır. Bu yılda da gördük ki bizim Çağataybey’in soğuklaması biraz daha yüksek olduğu için en az zarar görenlerden bir tanesi. Bu yıl geçen yıllara nazaran Mut’ta yapılan üretimlerde Çağataybey’in üretimi eksilmemiş tam tersi biraz artış göstermiştir. Biz bu ıslah çalışmalarını tekrar yine yapmaya devam ediyoruz. Hem Alata lokasyonunda, hem de Mut lokasyonunda değişik bahçelerde ıslah çalışmalarına devam ediyoruz. İleriki yıllarda yeni çeşitler geliştireceğimizi düşünüyoruz” dedi.
“İhracata giden bir çeşidimiz”
Çalışma ile ilgili bilgi veren Enstitü Müdürü Doç. Dr. Davut Keleş, “Bu bahçede gördüğünüz gibi sofralık kayısı konusunda yapmış olduğumuz Ar-Ge çalışmalarının donör bitkilerini görüyorsunuz. Burada sofralık kayısı olarak yaklaşık 40 tane çeşit bulunmaktadır. Türkiye’nin melezleme yoluyla ilk kayısı çeşitlerini geliştirdik. Bu geliştirdiğimiz çeşitler arasından bir tanesi de Çağataybey’di. Biliyorsunuz bu yıl son yılların en soğuk yılı geçti, hem de uzun süreli soğuk yılı geçti. Bu süreç içerisinde yapmış olduğumuz gözlemler sırasında Çağataybey çeşidimizin soğuklara oldukça toleransı olduğunu gördük. Bu da üreticiler açısından sevindirici bir durum. Aynı zamanda Çağataybey ihracata giden bir çeşidimiz. Bu da gösteriyor ki ıslah çalışmalarını yerinde yani o çeşidin yetiştirildiği, örneğin Mut biliyorsunuz Türkiye’nin en fazla sofralık kayısı yetiştirilen ve ihracatı yapılan ilçemiz. Bu kayısının yetiştirildiği yerlerde eğer siz çeşitleri geliştirirseniz, o geliştirmiş olduğunuz çeşitler biyotik ve abiyotik stresler, yani abiyotik stres derken sıcağa, soğuğa karşı daha toleranslı olduğunu görmüş olduk” ifadelerini kullandı.
Kaliteli çeşitler için Ar-Ge çalışması sürüyor
Araştırma sahasında 40 tane sofralık kayısı çeşidi olduğunu anlatan Doç. Dr. Keleş, “Bu kayısı çeşitlerini yeni çeşitlerimizi geliştirmek için ana-baba olarak kullanıyoruz. Bu amaçla da bakanlık Ar-Ge çalışmamız devam etmektedir. Çok miktarda oluşturduğumuz binlerle ifade edilen sayılarla oluşturduğumuz melez bireyleri de tek tek performanslarına bakarak yeni çeşit geliştirme programımız devam etmektedir. Yeni çeşit geliştirmekteki amacımız bildiğiniz gibi eğer çeşitleri biz geliştirirsek kendi ekolojimizde yaşayacağımız olumsuzluklara karşı, daha tolerant çeşitler oluyor, bu da iklim değişikliği sırasında oluşacak olumsuzluklara karşı çiftçilerimizi koruyor. İkinci bir önceliğimiz erkencilik, üçüncü bir önceliğimiz orta mevsim ve geç mevsimde de ticarete söz konusu olabilecek, ihracata söz konusu olabilecek çeşitler geliştirmektir. Çeşitlerimiz Çağataybey’de orta erkenci olup, ihracata yöneliktir. Biz bunu değişik dönemlerde de aynı şekilde kaliteli çeşitlerimiz olsun diye Ar-Ge çalışmalarını yürütüyoruz” şeklinde konuştu.
IHA