Antalya’nın Akseki, Manavgat, Gündoğmuş ve Alanya ilçelerinde yaşayan Yörükler, havaların ısınmasıyla yaylalara göç etmeye başladı. Yörükler her yıl çıktıkları yaylalardaki obalarına yerleşmeye başladı. Yolun bittiği yere kadar kamyonlarla taşınan koyunlar, arazide çobanlara emanet ediliyor
Antalya’nın Akseki, Manavgat, Gündoğmuş ve Alanya ilçelerinde yaşayan Yörükler, havaların ısınmasıyla daha soğuk olan Akseki’nin Göktepe, Çimi Yaylası, Alacabel, Gündoğmuş’un Eğri Göl yaylalarına yerleşmeye başladı. Akseki, Manavgat, Gündoğmuş ve Alanya ilçelerinde hayvancılık dışında geçim kaynakları bulunmayan Yörükler, havaların ısınması üzerine daha serin olan yaylaların yolunu tuttu.
Yaz mevsimini Akseki’nin 2 bin 200 rakımlı Göktepe ve Gündoğmuş ilçesinin 2 bin 50 metre rakımlı Eğrigöl ve Alanya’nın 2 bin 200 metre rakımlı Söbüçimen Yaylalarında geçirecek Yörükler, gelişen teknolojiye bağlı olarak at ve deve sırtında değil, motorlu araçlarla göç ediyor. Un, bulgur, tuz, kazan, tencere, yayık, beşik, yatak ve yorganlarını kamyonet, kamyon, traktör ve otomobil gibi çeşitli araçlarla taşıyan Yörüklerin ana geçim kaynağı olan keçiler ise çobanlar tarafından otlatılarak götürülüp getiriliyor. Bazı Yörükler ise hayvanlarını kamyonlara yükleyerek yaylalarına getiriyorlar.
“Keçilerin ürünlerini satmak için müşteri aramayız”
Yörüklerden Ramazan Topaça, hayvancılık mesleğinin atalarından kaldığını söyledi. Havaların ısınması ile birlikte Manavgat ilçesinin Gebece köyünden Akseki’nin Alacabel Kaklıktaş yaylasına çıkarak obalarına yerleştiklerini anlatan Topaça, “Her yıl mayıs ayı sonlarında hayvanlarımızı yaylaya çıkarıyoruz. Hayvanlarımızı taşıdık. Obalarımıza yerleştik. Doğduğundan bu yana hayvancılıkla uğraşıyorum. Hayvancılık bizde baba mesleğidir. Hayvanları yaylaya çıkarmazsak sıcaktan dolayı hayvanlar bunalıma girer. Bırakırsak kendiliğinden yaylaya çıkar. Ekim ayı sonunda Kasım ayı başında tekrar köyümüze döneceğiz. Keçilerin sütünden yoğurt, yağ ve peynir yaptıklarını dile getirerek, bunları yaylaya kadar gelen özel müşterilere satıyoruz. Kendimize ait müşterilerimiz var. Keçilerin ürünlerini satmak için müşteri aramayız” dedi.
“Hayvanlarımız mayıs ayının sonu gelince yaylaya gitmek ister”
Hayvancılık mesleğinin atalarından kaldığını ve devamlı olarak yaylalara çıktıklarını belirten Topaça, “Her yıl mayıs ayı sonlarında hayvanlarımızla beraber Akseki’nin Yarpuz Mahallesi yakınlarındaki Kaklıktaş Yaylası’na çıkıyoruz. Şu an obalarımıza yerleştik. Çadırlarımızı kurduk. Sıcaklarda keçiler sahilde durmaz. Hayvanlarımız mayıs ayının sonu gelince yaylaya gitmek ister. Biz her yıl yaylaya çıkmak zorundayız. Ekim ayının sonuna kadar yaylada kalıyoruz. Daha sonra ise evlerimize yeniden göç ediyoruz. Fakat artık hayvancılığın da tadı tuzu kalmadı. Her geçen gün maliyetler yükseliyor” diye konuştu.
Ata mesleği
Manavgat ilçesinin Namaras (Çamlıbel) Mahallesi’nden yaylaya çıkan 59 yaşındaki Ahmet Gündüz ise “Dedelerimiz yıllarca bu yaylalara çıkmış. O zamandan beri bu yaylalara çıkıyoruz. Bu mevsimde sahiller ısındığından Toros Dağlarına, yaylalara çıkmak zorundayız. Burada Eylül ayı sonuna kadar kalıp, tekrar sahile dönüyoruz” dedi.
Kar nedeni ile bu yıl geç çıktılar
Bu yıl fazla kar yağmasından dolayı yaylaya 15 gün geç çıktıklarını anlatan Gündüz, “Eskiden Göktepe, uzunlar yaylasına bundan 15 gün önce çıkardık. Hayvanlarımızdan elde ettiğimiz yağ ve peynirleri kar obruklarında saklıyoruz. Göç zamanı buzhanelere koyuyoruz ve daha sonra ise pazarlıyoruz. Bizim burada hayvanlarımız doğal ortamda beslenir. Peyniri ve yağı oldukça lezzetlidir” diye konuştu.
IHA