Türkiye-Rusya ilişkileri tarihinin en büyük projesi olan Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) iş gücü hacmiyle de dünyanın en büyük projelerinden biri. Mersin’in Gülnar ilçesinde Rusya Devlet Nükleer Enerji Kuruluşu Rosatom tarafından inşa edilen Akkuyu NGS sahasında Türk tedarikçiler inşaat sürecinin yanı sıra nükleer güvenlikle ilgili olmayan makine ve ekipmanların üretim sürecinde yer alıyor. 550 bin parçadan oluşacak Akkuyu’da, türbin bölümündeki destekleyici ve soğutucu malzemeler, pompalar, basınç kapları, vanalar ve kablolar gibi çok sayıda ekipman ve malzeme Türk firmalarından karşılanıyor.
Akkuyu NGS’nin Türk firmalarına nükleer enerji sektöründe “know-how” yani teknik bilgi ve birikimi oluşturduğu, yakın gelecekte nükleer alanda ihracatçı noktasına gelinebileceğine dikkat çekiliyor. Uzmanlara göre ise Türkiye’nin ilk nükleer santrali çalışmak isteyen ve gelişmeye açık olan tüm şirketler için uzun ve fırsatlarla dolu nükleer teknoloji yolculuğunun da başlangıcı. Nükleer Enerji Yüksek Mühendisi Korcan Kayrın, toplam 20 milyar dolarla Türkiye’ye tek kalemde yapılan en büyük yatırım olan Akkuyu NGS’nin yerli firmalar için çok önemli fırsatları barındırdığını söyledi. Kayrın, “Yerlileştirme potansiyelinin tüm işlerin yüzde 40’ı olacağı öngörülüyor. Yerlileştirme hedefi de 5,9 milyar dolardan 6,5 milyar dolara çıkarılmış durumda. Bu durumun Akkuyu NGS’nin çarpan etkisi ile sadece yerelleştirme sayesinde uzun vadede Türkiye ekonomisine 20-25 milyar dolar gelir kazandıracağını söyleyebiliriz” dedi.
“Projede inşaat süreci, ekipman üretimi ve malzeme tedariki konusunda yerli tedarikçilerle çalışılması için nükleer sanayiciler dahil tüm taraflar özel bir çaba harcıyor” diyen Kayrın, özellikle bu dönemde bunun göz ardı edilmemesi gerektiğinin altını çizdi.
Nükleer ekonomi büyüyor
Yerli firmaların Akkuyu NGS’den aldığı payın her geçen gün arttığının görülmemesinin imkansız olduğuna dikkat çeken Kayrın “Şu ana kadar 3,2 milyar dolardan fazla sipariş sözleşmeye bağlanmış durumda. Projede yer alan ve sayıları şimdiden 400’ü aşan yerli firmalara da her geçen gün yenileri eklenmeye devam ediyor” şeklinde konuştu.
Nükleer sektörde tedarikçi olmak için pek çok kriter bulunduğuna dikkat çeken Kayrın, “Nükleer sektöre özel mühendislik ve malzeme teknolojilerinin geliştirilmesinde Türk firmalarının girişimci ruhu çok etkileyici. Nükleer ekonomi Türkiye’de büyümeye devam ediyor, Türk şirketleri de know-how kazanıyor. Pek çok alanda çalışan Türk şirketlerinin nükleere ilgisi çok büyük” diye konuştu.
Akkuyu NGS “know-how” oluşmasını sağlıyor
Nükleer Düzenleme Kurumu (NDK) tarafından “Nükleer Tesisler için Ekipman Tedarik Sürecine ve İmalatçıların Onaylanmasına ilişkin Yönetmelik” çerçevesinde imalatçı onayı verildiğini ifade eden Kayrın, “14 Türk firmasının nükleerde imalatçı olmak için NDK’dan gerekli belgeyi aldığını ve bu standartları sağladığını görüyoruz. Yerli başvuruların sayısı da gün geçtikçe de artıyor. Yani yeni başvurular da yolda. Bunlar ülkenin nükleer teknoloji geleceği için çok önemli. Çok sayıda kendi alanlarında önemli Türk firması projede görev alıyor. Nükleer santrale ekipman üretiyor, malzeme üretiyor. Ve en önemlisi nasıl üretileceğini öğreniyor, teknik kapasitesini büyütüyor. Nükleer güç santraline ürün tedariki üreticisi olma yetkinliğini kazanan firmaların hedefleri büyüdü. Avrupa, Rusya dahi dünyadaki tüm nükleer santral projelerinde iş alabileceklerini düşünüyorlar. Akkuyu nükleer hem istihdama katkı yapıyor hem de nükleer enerji sektöründe “know-how” oluşmasını sağlıyor” ifadelerini kullandı.
Çok sayıda ekipman ve ürün Türkiye’den
Akkuyu NGS projesinde yerli ürün kullanımının da hızla arttığının altını çizen Kayrın, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Akkuyu NGS projesi yüksek güvenlik standartlarıyla hayata geçirilen bir proje. Bu projeye yerli firmaların dahil edilmesi ve bu firmaların üretimdeki yetkinliklerini her geçen gün artırmaları ülkemize nükleer teknoloji transferi sağlıyor. Güç ünitelerinin nükleer güvenlik ile ilgili ana ekipmanları Rusya’da üretiliyor. Ancak santralde vanalardan borulara, depolama tanklarından donatı çeliklerine ve farklı yapı malzemelerine kadar pek çok ekipman Türk üreticilerden temin ediliyor. Kablolar, ısı-su yalıtım malzemeleri, kablo tavaları, yapı malzemeleri, yangına dayanıklı ürünler, boya ve kaplamalar, tuğla ürünleri, paslanmaz çelik malzemeleri gibi ürünlerde de Türk sanayicisi var. Akkuyu sayesinde Türk firmaları nükleer alanda hangi malzemeyi nasıl üretmesi gerektiği konusunda paha biçilmez bir deneyim kazanıyor. Projeye dahil olan Türk şirketlerinin sayısının artması kadar yapılan işin niteliği de önemli. Firmalarımızın deneyimi arttıkça daha üst güvenlik sınıflarında ekipmanlar üretmeye başlıyor. Güvenlik sınıfı 4 olan ekipmanlar için birçok yerli firmamız nükleer sanayi ve ekonomiye destek vermeye devam ederken, güvenlik sınıfı 3 ve üstü olan ekipmanlar için de önemli görevler alan yerli firmalarımız olmaya başladı. Yani artık kablolar, basınç tankları ve ısı ölçerlerin yanı sıra basınçlı tanklar, buhar kazanı donanımları ve besleme suyu ana pompaları gibi daha kritik öneme sahip ekipmanlar da Türk firmaları tarafından üretilebiliyor.”
Akkuyu projesinde işlerin hızla sürdüğünü, yeni Türk firmalarının da sahada görev almak için hazırlıklarına devam ettiğine dikkat çeken Kayrın, “Yeni firmaların projeye katılması için yapılan ihaleler de hız kesmeden sürüyor. Son 1-2 ay içinde yaklaşık 40 milyon dolar tutarındaki ihaleler sonlandırıldı ve yeni yerli firmalar projeye dahil oldu. İnşaat sürdükçe ihaleler de devam edecek ve projedeki yerlileşme kapasitesi için belirlenen hedefe ulaşılacak” dedi.
Türk nükleer enerji endüstrisi oluşuyor
Yerli firmaların nükleer ekipmanların üretim sürecini üstlenerek nükleer teknoloji transferinde önemli bir yol kat ettiğini belirten Kayrın, “Bu gelecekte Türkiye’nin kendi nükleer enerji endüstrisini oluşturabilmesine yardımcı olacaktır. Bu sayede Türk şirketleri hem yurt dışında yapılacak diğer nükleer santral projelerinde yer alacak birikimi elde edebiliyor hem de Türkiye’de yapılması planlanan 2’nci ve 3’üncü nükleer santraller için yetkinlik kazanıyor. Santralin inşasının başladığı ilk yıllardaki birikim ile şu an arasında büyük bir fark var. Akkuyu’nun şu an dünyanın en büyük NGS inşaatı konumunda olması. Dolayısıyla bu durum hem nükleer enerji sektöründe hem de onu destekleyen alt sektörlerde yerli teknolojilerin gelişmesine ve yerli üretim kapasitelerinin artmasında önemli bir rol oynuyor” diye konuştu.
IHA