TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Yücelik, “2021 yılında 82 milyon tonluk çimento üretimine ulaşan birliğimiz, bu yılın ilk 7 ayındaki 40 milyon tonluk üretimle yüzde 10’luk bir gerileme yaşasa da, dünyadaki sarsıcı değişimin etkisinden kaynaklı bu düşüşün geçici olduğunu biliyoruz. Evet, bu sene 2021’in pandemi sonrasındaki yüzde 7,2’lik üretim miktarı artışını ya da yüzde 5,9’luk iç satış miktarındaki artışı yakalama şansı bulamadık. Ama bu durum, sektör tıkandığı, daraldığı ya da gerilemeye başladığı için değil, iç ve dış dinamiklerin üretim maliyetlerinde ve lojistik kanallarında ortaya çıkardığı bir dalgalanmadan kaynaklıdır” dedi.
Türkiye Çimento Sanayicileri Birliği (TÜRKÇİMENTO) tarafından 1987 yılından beri iki yılda bir düzenlenen ve çimento teknolojisindeki son gelişmelerin paylaşıldığı, sektörün dünya çapındaki en önemli buluşmalarından biri niteliğinde olan TÜRKÇİMENTO Cemınt Uluslararası Teknik Seminer ve Sergisi’nin 16’ncısı Antalya Belek’te gerçekleştiriliyor. Seminerde bu yıl “2023’e Küresel Bakış” ve “Yeşil Dönüşümde Çimentonun Geleceği” temasıyla birbirinden ilgi çekici konularla global konuşmacılar yer alacak. Kentsel katı atıklardan enerji geri kazanımı, Endüstri 4.0, İnovatif üretim teknolojileri, Endüstriyel Simbiyoz ve Sıfır Atık alt başlıklarından oluşan teknik seminer, son yıllarda özellikle Avrupa Birliği’nin çok önem verdiği döngüsel ekonomi konusunda sektörün ileri gelenlerini buluşturacak. 234 yerli ve yabancı firmanın stantları ile yer alacağı seminere katılacak 600’e yakın kişiye 20’nin üzerinde teknik sunum gerçekleştirilecek.
“Çimento sektörü için büyük önem taşıyan bir platforma dönüşmüştür”
Seminerde katkısı olan herkese teşekkürlerini ileten TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Yücelik, “1987 yılından bu yana birliğimizin öncülüğünde düzenlenen etkinliğimiz, başlangıçta yalnızca üye fabrikalarımıza yönelik olarak gerçekleştirilen mütevazi bir seminer programı idi. Geçen zaman içinde artan kalitesiyle kendini kanıtlamış ve uluslararası düzeyde güncel teknik konuların tartışıldığı, yenilikçi uygulamaların paylaşıldığı, özetle çimento sektörü için büyük önem taşıyan bir platforma dönüşmüştür. Çimento sektörüne yeni teknoloji, hizmet, sistem ve ürün geliştiren yerli ve yabancı firmaların, teknolojilerini çimento üreticilerine tanıtmalarına olanak sağlıyoruz. Ayrıca, oluşturduğumuz entegre ortam aracılığıyla sektör temsilcilerinin yeni gelişmeleri takip etmelerine de destek oluyoruz” dedi.
77 çimento fabrikasıyla ve yıllık yaklaşık 118 milyon tonluk üretim
TÜRKÇİMENTO olarak sektörü Cemınt 2022 etkinliğiyle buluşturmanın mutluluğunu yaşadıklarını belirten Yücelik, “2023’e Küresel Bakış” temasıyla bugünkü programımızda birbirinden ilgi çekici konularla global konuşmacılarımız yer alacak. Yarın ve sonraki gün ise “Yeşil Dönüşümde Çimentonun Geleceği” ana teması ile teknik seminer oturumlarımız gerçekleşecek. 65 yıllık deneyimimizle, sektörümüzün gücü ve desteğini birleştirdiğimiz programımıza bir kez daha hoş geldiniz demek istiyorum. Ülkemizde 100 yılı aşkın süredir ekonomik kalkınmanın baş aktörü olan ve sanayinin temelinde yer alarak 77 çimento fabrikasıyla ve yıllık yaklaşık 118 milyon tonluk üretim kapasitesiyle faaliyetini sürdüren çimento sektörü bugün Dünyada beşinci, Avrupa’da lider üretici, Dünyada ikinci büyük ihracatçı konumunda yer almanın haklı gururunu yaşıyor. Burada da, ülkemizdeki çimento sektörünün yüzde 94’ünü temsil eden TÜRKÇİMENTO’nun payının büyük olduğunu bilmek de bu gururumuzu perçinliyor” sözlerine yer verdi.
2021’in pandemi sonrasındaki yüzde 7,2’lik üretim miktarı
2021 yılında 82 milyon tonluk çimento üretimine ulaşan birliğin, bu yılın ilk 7 ayındaki 40 milyon tonluk üretimle yüzde 10’luk bir gerileme yaşasa da, dünyadaki sarsıcı değişimin etkisinden kaynaklı bu düşüşün geçici olduğunu belirten Yücelik, “Şüphesiz bu gerilemede, 2021 yılının 62,7 milyon tonluk iç satış miktarının 2022 yılının aynı döneminde yüzde 15’lik düşüşle 28 milyon tona inmesinden de anlayacağımız üzere iç piyasa daralmasının da etkisi var. Ancak, dünyadaki baş döndürücü sarsıntının ülkemize etki etmeme zaten ihtimali bulunmamaktadır. Evet, bu sene 2021’in pandemi sonrasındaki yüzde 7,2’lik üretim miktarı artışını ya da yüzde 5,9’luk iç satış miktarındaki artışı yakalama şansı bulamadık. Ama bu durum, sektör tıkandığı, daraldığı ya da gerilemeye başladığı için değil, iç ve dış dinamiklerin üretim maliyetlerinde ve lojistik kanallarında ortaya çıkardığı bir dalgalanmadan kaynaklıdır” dedi.
İhracatta bu yılın ilk 7 ayında yüzde 27,2’lik değer bazlı artış
Yücelik konuşmasına şu sözlerle devam etti: “2021 yılında bir önceki yıla göre ihracatta 1 milyar 266 milyon dolarlık satışla gelen yüzde 14’lük değer bazlı artışı ve 30,8 milyon tonluk satışı 2022 yılının ilk 7 ayındaki 21,6 milyon tonluk ve 1 milyar 202 milyon dolarlık ihracat ile kıyaslayınca, ne demek istediğim daha net anlaşılır. Küresel ve bölgesel tüm olumsuzluklara rağmen ihracatta bu yılın ilk 7 ayında yüzde 27,2’lik değer bazlı artışa işaret eden bu rakamlar, doğru stratejilerin doğru sonuçlar ortaya çıkardığını göstermektedir. Şubat ayında başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı, küresel çapta olduğu gibi Türkiye’de de olumsuz etkiler oluşturdu. Başta enerjide olmak üzere ciddi maliyet artışlarıyla karşı karşıya kaldık. Geçen yılın aynı dönemine göre Eylül 2022’de TL bazında, elektrik fiyatında yaklaşık yüzde 431, ithal kömür fiyatında yaklaşık yüzde 311, petrokok fiyatında yaklaşık yüzde 161, yerli kömür fiyatında da yaklaşık yüzde 186 artış gerçekleşti. Dolar kuru değişimi de aynı dönem için yaklaşık yüzde 115 arttı.”
Kömürle üretim yapan santrallere olan ihtiyacın azaltılması hedefleniyor
“Döviz kurlarındaki ve enerji birim maliyelerindeki bu yükseliş, enerji maliyetlerinin değişken maliyetler içindeki payının da halen yüzde 85’ler düzeyinde seyretmesine neden oluyor” ifadelerini kullanan Yücelik, “Söz konusu bu artışlara rağmen sektörümüz teknolojik ve sürdürülebilirlik yatırımlarına her geçen gün devam ediyor. Hepinizin bildiği üzere bugün artık sürdürülebilirlik konusu ticari hayatta varlığını sürdürmek isteyen üreticiler için vazgeçilmez bir modele dönüştü. Yeşil dönüşümde sektör olarak üzerimize büyük bir görev düştüğünün farkındayız. Bunlardan en önemlisi düşük karbonlu üretim yapmaktır. Düşük karbonlu üretimde stratejik uygulamaların ilk adımını da üreticilerin sürdürülebilirlik dönüşüm programı oluşturması olarak görüyoruz. Bildiğiniz gibi, çimento sektöründe enerji verimliliği yatırımları, biyokütle kullanımı, atık ısıdan elektrik üretimi, katkılı çimento üretimi konularında, büyük yatırımlar yapılıyor. Atık ısıdan elektrik üretiminde devlet teşviki olmaksızın 16 fabrikada, 25 hatta kurulu atık ısı geri kazanım tesisleriyle 141,5 MW kurulu güce ulaşmış durumdayız. Bu sayede 570 bin hanenin günlük tüketimine denk gelen elektrik enerjisi ihtiyacı sadece prosesten çıkan atık ısı ile karşılanıyor. Sektör olarak atık ısı geri kazanımı tesis yatırımlarının uygun finansman mekanizmalarıyla hayata geçirilerek bir an önce teşvik edilmesi, endüstriyel tesislerin çok hızlı bir şekilde mini santrallere dönüştürülmesi, bu sayede kömürle üretim yapan santrallere olan ihtiyacın azaltılması ve dolaylı yoldan da karbon emisyonlarının düşürülmesi şeklinde çok hızlı geri dönüşleri olacağını düşünüyoruz” açıklamasına yer verdi.
Turkçimonta üyeleri tarafından 2021 yılında 2,8 milyon ton alternatif hammadde
Alternatif yakıt kullanımının artırılmasına ilişkin inisiyatif ile biyokütle içeren atıkların kullanım miktarının artırılması da sektör olarak bir başka hedefleri olduğunu belirten Yücelik, “Zira, atıkların içerdiği biyokütle, uluslararası ve ulusal mevzuatımızda karbon nötr olarak tanımlanıyor. Fabrikalarımızdaki fırınlarda kömür ve petrol koku yerine kullanılan biyokütle içeren atıkların artması oranında karbon emisyonları nötrlendiğini ve emisyonların azaldığını biliyoruz. Burada bazı rakamları paylaşarak sektörün bu konudaki çalışmalarını daha net anlatabileceğimize inanıyorum. Sektörün çatı örgütü olan Turkçimonta üyeleri tarafından 2021 yılında 2,8 milyon ton alternatif hammadde, 1,5 milyon ton alternatif yakıt kullanıldı. Alternatif yakıt kullanımıyla 740 bin ton petrol koku eşdeğerinde ithal yakıt tasarrufu sağlandı. Böylelikle sektörün toplam enerji tüketiminin yüzde 8,1’i alternatif yakıtlardan elde edildi” ifadelerine yer verdi.
TÜRKÇİMENTO olarak yapılacak Ar-Ge faaliyetleri ve alternatif hammadde kullanımının yaygınlaşması ile önemli bir maliyet oluşturmadan emisyonların azaltılabileceğini düşündüklerini kaydeden Yücelik, “Yeşil dönüşüm yolunda sektörümüzün önemle üzerine çalıştığı ve yatırımlarını yönlendirdiği bir diğer husus ise yenilenebilir enerji konusudur. Yenilenebilir enerji yatırımları ile elektrik iletim hatlarındaki yatırım ihtiyacının azaltılabilmesi, enerji kalitesinin artırılabilmesi ve üretim noktasında tüketim gerçekleştiği için enerji kayıplarının azaltılabilmesi mümkün hale gelecektir. Çimento sektörü olarak öz tüketim amaçlı yenilenebilir enerjide 24,5 MegaWatt kurulu gücü devreye aldık. Fizibilite aşamasındaki toplam gücümüz ise 211 MegaWatt. Mevzuata ilişkin engeller konusunda yaptığımız sektörel girişimlerin büyük oranda karşılık bulmasının, devreye alınacak tesis yatırımlarını daha da artıracağını öngördüğümüzü de belirtmek istiyoruz” açıklamasına yer verdi.
Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedefinin ve yeşil kalkınma politikalarının belirlenmesinde sektör adına katkıyı devam ettiklerini belirten Yücelik, konuşmasını şu sözler ile tamamladı: “Sürdürülebilirliğin sağlanması ve emisyon azaltılması için biyokütle içeren atıktan türetilmiş yakıt kullanımının, yenilenebilir enerjilerin kullanımının artırılması ve teşvik mekanizmalarının geliştirilmesi, karbon yakalama ve yeniden kullanımını, çimento üretiminde yeni teknolojilerin geliştirilmesi için çalışıyoruz.”
“Rusya’ya olan bağlılığın çok güçlü olduğunu görüyoruz”
Avrupa Çimento CEO’su Koen Coppenholle ise “Çimento sektörü olarak odaklanmamız gereken husus iş gücümüzü de birlikte dönüştürmeliyiz. Enerji krizi tablosu, kriz başlamadan önce de vardı. Sadece Avrupa’da değil dünyanın her yerinde karşıtlaştığımız sorun iklim değişikliğidir. Avrupa’da enerji krizi son derece tehlikeli bir kokteyl sunuyor. Hane halkına enerji desteklerinin devam etmesi gerekiyor. Hükûmetler arasında bir kopukluk var. Bir de rekabet var. Avrupa Rusya’ya yaptırımlar konusunda çok hızlı ilerledi. Enerji üretimine baktığımız zaman tüketimin yüzde 41’ine temsil ediyor. AB ithalata bağlıdır. Rusya’ya olan bağlılığın çok güçlü olduğunu görüyoruz. Doğalgaza baktığımızda yüzde 45’inde Rusya’ya bağlıyız. Bu 2022 yılında yüzde 14’e indi. Doğalgaz ve elektrik birbiri ile yakında ilintilidir. Bazı ülkelerde elektrik maliyetlerinde 10 kat artış gördük” dedi.
“Her zaman betona ve çimentoya ihtiyaç duyacağımızı fark etmemiz lazım”
Avrupa’nın enerji krizinde kısa ve uzun vadeli tedbirler almaya çalıştığını belirten Coppenholle, “Enerji tartışmalarında Avrupa’nın durumu çok zor. Avrupa’nın enerji konusunda bağımsız olması için yeterli yatırımların yapılmadığı görülüyor. 2050 yılında enerjiye büyük bir ihtiyacımız var. Bunların büyük bir kısmı yenilenebilir enerjiden gelmesi gerekir. Enerjiye ihtiyacımız var. Avrupa’da inşaat pazarına baktığımızda inşaat pazarının yavaşlayacağını öngörüyoruz. Bunun göz önüne almamız gerekecek. Her zaman betona ve çimentoya ihtiyaç duyacağımızı fark etmemiz lazım. Betona daha da fazla ihtiyaç duyacağız. Binayı daha az beton kullanarak nasıl yapabiliriz bunu da ele almamız gerekir. Metrekareye düsen beton miktarı azalacak” sözlerine yer verdi.
“Sıfır karbona geçiş amacımız var”
Çimento ve Beton Birliği CEO’su Thomas Guillot, ise konuşmasında şu sözlere yer verdi: “Sıfır karbona geçiş amacımız var. Tek bir yenilikçilik bu emisyonları indirmedi. Sadece Covid indirdi. Dünyanın ihtiyacı buydu. Sektör olarak bir planımız var. Planı olan az sayıda sektörden birisiyiz. Özellikle inşaat malzemesini nasıl kullanırız. Malzememizin akıllı kullanımına nasıl geçebiliriz. Yenilikçilik kilit bir isimdir. 2030 yılında betonda yüzde 25 ve çimento da yüzde 20 olarak azaltma hedefimiz var.”
Konuşmaların ardından TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Yücelik tarafından katılımcılara tek tek plaket taktim edildi.
IHA