Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Ayşe Yener Güçlü, son zamanların popüler tedavilerinden glutatyonun faydaları hakkında bilgi verdi. Glutatyon temelde sistein, glisin ve glutamat aminoasitlerde oluşan bir tripeptid olduğunu ve hücrelerin enerji santralleri olan mitokondrilerin sağlıklı bir şekilde çalışması için gerekli olduğunu belirten Güçlü, “Glutatyon, doku oluşturma ve onarımında, vücutta ihtiyaç duyulan kimyasalların ve proteinlerin yapımında, bağışıklık sistemi işlevinde yer alır. Glutatyon seviyesi pek çok nedenden dolayı azalabilir. Ayrıca toksinler de glutatyon düzeylerinin azalmasına neden yol açmaktadır. Glutatyon azaldığında serbest radikallere karşı insan vücudu korunamadığı için bu moleküller vücut yapılarına zarar verebilmektedir” dedi.
“Yaşlanmayı geciktirici etkisi vardır”
Glutatyonun, DNA tamiri, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi, vücutta detoksifikasyon ( toksik maddelerden arınma) süreci, C ve E vitaminlerinin tekrar kullanılmasına olanak sağlanmasında önemli rol oynadığına vurgu yapan Memorial Antalya Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü’nden Uz. Dr. Ayşe Yener Güçlü, faydalarını ise şu şekilde sıraladı: “Glutatyon hastalıklara yol açan serbest radikalleri etkisiz hale getirerek dokuları korur. Bağışıklık hücrelerini uyararak vücut direncinin artmasına yardımcı olur. Otoimmun hastalıklara (bağışıklık sistemi problemleri ile ilgili) karşı savaşmaya yardımcıdır. Tip 2 diyabet ve insülin direncinin zararlı etkilerini azaltır. Karaciğer yağlanmasında tedaviyi kolaylaştırır. Vücutta birikebilen ağır metalleri ve kimyasalları temizler. Kas performansının artmasını sağlar. Eklem ve kaslarda oluşan ağrıların etkilerini azaltır. Cildin yenilenmesini sağlar ve parlaklık kazandırır. Yaşlanmayı geciktirici etkisi vardır. Sigara ve alkole bağlı oluşan sağlık sorunlarının zararlarını azalmasına yardımcı olur. Zihinsel odaklanmayı kolaylaştırır. Düzenli ve yeterli uyku kalitesini artırır.”
“Damar yolundan alınan takviyeler etkili olabiliyor”
Uz. Dr. Ayşe Yener Güçlü, glutatyon kolay uygulanabilen ve yan etkisi neredeyse olmayan bir tedavi şekli olduğunu da ifade ederek “Oral takviyeler sindirim kanalından geçtiğinden, biyoyararlanım ile ilgili faktörler damar yolundan alınan talviyelere göre daha sınırlıdır. Azaltılmış lipozomal formlar daha fazla emilim ve biyoyararlanım vadeder fakat damardan takviye tedavisine göre yararlanımı halen kısıtlıdır. Gebeler, emziren anneler ve çocuklar üzerinde yapılmış yeterli çalışma bulunmadığı için glutaton bu gruba uygulanmamaktadır. Kanser tedavisi görmeye devam eden hastalar aktif kemoterapi ve radyoterapi gördükleri dönemlerde glutatyon tedavisi alamamaktadır” diye konuştu.
IHA