Diyetisyen Gizem Akgül, nedeni ve tedavi yöntemi kesin olarak bilinmeyen huzursuz bağırsak sendromunun psikolojik sorunları olan kişilerde daha çok görüldüğünü söyleyerek, egzersizin tedavide etkili olduğunu ifade etti.
Acıbadem Adana Hastanesi Uzman Diyetisyeni Gizem Akgül, “irritable bağırsak sendromu’nu (İBS) karın ağrısı, kramp, gaz problemi, ishal ve kabızlık gibi dışkılama alışkanlıklarında değişikliklere neden olan bir bağırsak hastalığı olarak tanımladı. Diyetisyen Akgül, hastalığın en sık karşılaşılan sindirim sistemi hastalığı olduğunu belirterek, semptomlarının ani dışkılama isteği, karın ağrısı ve şişkinlik olduğunu ifade etti. Diyetisyen Akgül, hastalığın dünyada görülme sıklığının yüzde 5 ila 25 olduğunu ve kadınlarda erkeklere oranla daha sık görüldüğünü söyledi.
“Stres önemli bir etken olabilir”
Günümüzde hastalığın tanısında kullanılan net bir klinik parametre bulunmadığını belirten Akgül, “Hastaya hekim tarafından organik nedenler dışlandıktan sonra semptomlar izlenerek tanı konulmaktadır. Yaşanılan stresin, gastrointestinal enfeksiyonların, safranın ve beslenme alışkanlıklarının bağırsak florasına olumsuz etkileri olabileceği ve floradaki bariyer bozukluğunun İBS oluşumunda etken olabileceği düşünülüyor” dedi.
“Kesin bir tedavisi yok”
Diyetisyen Akgül, İBS’nin tedavi yönteminin kesin olarak bilinemediğinin altını çizerek, “Yaşam şekli değişikliği, fiziksel aktivite, psikolojik tedavi ve bazı ilaç tedavileri uygulanıyor. Semptomları azaltması için geleneksel diyet, düşük FODMAP (Fermente edilebilir Oligosakkarit, Disakkarit, Monosakkarit, Polyoller) diyeti ve glutensiz diyet gibi diyet yöntemlerine de başvuruluyor” diye konuştu.
“Probiyotik ve fiziksel aktivite etkili oluyor”
Tedavide probiyotik kullanıldığını dile getiren Akgül, “Sinir sistemi üzerinde olumlu etkileri sayesinde “fiziksel aktivite” de İBS tedavisinde etkili bir seçenektir. 2018 yılında 109 kadın ile 24 hafta boyunca süren bir çalışmada orta düzey egzersizin semptomlarda azalmayı sağladığı görülmüştür. Sağlığınızı korumak için haftada 150 dakika yürüyüş, plates, yoga, yüzme gibi egzersizler yapabilirsiniz” ifadelerini kullandı.
Diyetisyen Akgül, hastalıkla mücadele edenlerin yapabileceklerini şöyle sıraladı:
“Sıvı alımına dikkat edilmeli. Alkol tüketiminden kaçınmak, kafein içeren içeceklerden uzak durmak, daha çok su tüketimine yönelmek rahatlatıcı olabilir. Günde ortalama 1,5-3 litre arası günlük ihtiyacınıza göre planlanma yapılmalı. Ara ara sık beslenmek, öğünleri çok atlamamak. Yemekleri yatar pozisyonda yememek ve iyi çiğnemek semptomları azaltabilir. İşlenmiş ve kızarmış, aşırı baharatlı gibi semptomları tetikleyen gıdalardan kaçınılmalı.”
IHA