Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından İklim Elçileri ile Salda Gölü’ne tur programı düzenlendi.
Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdür Yardımcısı Dr. Beyhan Oktar önderliğinde gerçekleşen programda, İstanbul Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Nurgül Balcı, Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Prof. Dr. Latif Kurt Salda Gölü ile ilgili tüm bilgileri İklim Elçileri’ne anlatı. Gün boyu süren programda, Genel Müdür Yardımcısı Oktar, beraberindeki akademisyenler ve İklim Elçileri Beyaz Adalar, Halk Plajı, Tabiat Parkı Müzesi’ni ziyaret ederek Salda Gölü çevresinde inceleme yaptılar.
Salda Gölü etkinliği öncesi Beyaz Adalar alanında basın açıklaması yapan Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdür Yardımcısı Dr. Beyhan Oktar, “Yeşil kalkınma hedefleri belirlendi ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü olarak korunan alanlarımızı artırma yönünde çalışmalarımızı gerçekleştiriyoruz. Burada da hedefimiz Türkiye’nin yüzölçümünün yüzde 17’sine koruma alanlarımızı ulaştırmak yer alıyor. Şu anda bulunduğumuz alan Dünya’da Mars’ı bir pencere niteliğinde değerlendirmekte ve Salda Gölü bölgesinde özel çevre koruma bölgesi, en hassas bölge olarak tanımlanmakta. Bu bölgeyi en hassas kılan özelliklerden birisi de hidromanyetik oluşumlarının en çok gözlemlenen alan olmasından kaynaklanıyor. Özellikle NASA’nın sosyal medyadaki paylaşımı ile tüm dünyanın ilgisini toplayan alanımız çok yoğun şekilde ziyaretçi akınına uğradı ve bu aşırı talep sonucunda da kontrolsüz kullanımlı kirlenmeye maruz kaldı. Alanı koruma dengesi gözetilerek sürdürebilir ve bütüncül bir yaklaşımla yönetimin sağlanması öncelikli hedefimiz. Bu hedefler doğrultusunda da Bakanlığımızca bölgede üniversitelerde işbirliği yapılarak birçok bilimsel çalışma başlatıldı. Bu sonuçlanan bilimsel çalışmalar da koruma tedbirlerine yansıtılmakta” dedi.
Mevzuata aykırı yapıların tamamı yıkıldı
Tüm kötü kirliliğe neden olan çadırların kaldırıldığını ve öncelikle bu sahil alanında 4 kilometrelik alanda ahşap bariyerler çekilerek insanların ve araçların girişi yasaklandığını hatırlatan Oktar, “Alandaki otopark ihtiyacı kıyıdan 2 kilometre uzaklıkta sit alanı dışında çözümlendi. Gördüğünüz bu alan dumansız hava sahası ilan edildi ve sigara içmek kesinlikle yasak. Alanda kurulan kameralarla 7 gün 24 saat canlı yayın olarak burada her gün her şeyi izleyebiliyorsunuz. Atıkların geri kazanımı için sıfır atık yönetimi ile beraber konteynerlerimiz yerleştirildi. Ayrıca alanda yalnızca günübirlik faaliyetlere izin verilmekte. Alana gelen ziyaretçilerin asgari derecede ihtiyaçlarını giderecek şekilde ünitelerimiz var. Örneğin; wc, büfe, kafe, sağlık birimi gibi. Bu ünitelerde tamamen ahşap, zemine zarar vermeyecek şekilde yerden yüksek takılabilir nitelikte birimler” diye konuştu.
“Salda Gölü çevresinde çeşitli alanlara bilgilendirme tabelaları konuldu”
Salda Gölü Havzası’nın atık su kaynaklı kirliliğinin önlenmesi amacıyla civarındaki yerleşimlerden kaynaklanan atık suların bertarafına yönelik ileri arıtım yapan atık su arıtma tesisi projelendirmesi yapıldığını ve imalatlarının devam ettiğini söyleyen Oktar, ayrıca çıkış sularının da geri kazanımı için uygun proseslerin sisteme entegre edildiğini kaydetti. Oktar şöyle devam etti:
“Bunun dışında bilimsel çalışmalarımız devam ediyor. Yapılan bütün bu çalışmalar Salda Gölü’nü korumaya yönelik çalışmalar ve yüksek koruma hassasiyeti içerisinde yürütülen çalışmalar. Sizleri de alanda görmekten memnuniyet duyuyoruz. Ülkemizin ve dünyanın geleceği için iklim değişikliği kapsamında bir araya geldiğiniz için sizlere teşekkür ediyorum.”
İstanbul Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Prof. Dr. Nurgül Balcı ise yaptığı konuşmada, “Öncelikle gençlerle birlikte olmak çok heyecan verici. Özellikle Salda Gölü’nün korunarak gelecek nesillere aktarılmasının temel unsurlarından bir tanesinin gençler olduğunu düşünüyorum. Bizim temel geleceğimiz ve hedefimizi gençleri bu konuda eğitmek, bugün sizinle birlikte yapacağımız saha çalışması birçok şeye örnek olacak. Özellikle NASA ile birlikte yaptığımız ve proje yürütücüsü olduğum çalışmalarda elde ettiğimiz verileri burada gençlere aktarma şansı verdiği içinde Bakanlığa ayrıca teşekkür etmek istiyorum” dedi.
Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji bölümü Prof. Dr. Latif Kurt da Salda Gölü’nde bu nadide ekosistemdeki birtakım biyolojik değerlerin korunmasına yönelik çalışmaları takip ettiğini söyledi. Buradaki ekosistemlerin ekstrem habitatlar olduğunu kaydeden Kurt, “Dolayısıyla bu ekstremleri nedeniyle o habitata özgü, dünyanın başka yerinde bulunmayan birtakım canlı türünü barındırıyorlar. Burada da sizlere kolaylıkla gösterebileceğim 2 tane sığır kuyruğu türü var. Bunların birisi Salda sığır kuyruğu, diğeri de Salda bataklık sığır kuyruğu denilen türler. Bunun yanı sıra burası bir sulak alan ekosistemi. Bu alkali yapısı nedeniyle birçok canlıya ev sahipliği yapan, dünyada yaşamın izleriyle ilgili birtakım ipuçları içeren, aynı zamanda daha sonraki evrimsel süreçte birtakım türleri de barındıran, biyolojik çeşitlilik bakımından son derece önemli bir yer” ifadelerini kullandı.
IHA