Akkuyu Nükleer A.Ş. Üretim ve İnşaat Organizasyon Direktörü Denis Sezemin, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yıl dönümü dolayısıyla Akkuyu Nükleer Güç Santralinin (NGS) 1. Ünitesini devreye alma işlemini 2025 yılından 2023 yılına çektiklerini belirterek, “2023 yılının Türkiye için ne kadar önemli bir tarih olduğunun bilincindeyiz. O yüzden bu görevi gururla üstlendik ve 2023 yılında sahamıza nükleer yakıtı tedarik etmeye hazırız” dedi.
Türkiye’nin ilk nükleer santrali olan ve Mersin’in Gülnar ilçesi Büyükeceli Mahallesi’nde yapımı devam eden Akkuyu NGS’nin inşaat süreci hızla ilerliyor. Akkuyu Nükleer A.Ş. Üretim ve İnşaat Organizasyon Direktörü Denis Sezemin, santraldeki çalışmalar, bu yıl gerçekleştirilen işler ve hedeflerini, Mersin’de bir otelde gazetecilerle paylaştı.
“Artık 4. Ünitenin çalışmalarına başladık”
Gazetecilerin Akkuyu NGS’ye yönelik sorularını yanıtlayan Sezemin, projenin çok hızlı bir şekilde ilerlediğini söyledi. 2018’de sahada ilk reaktör binasının temel plakasının betonunun döküldüğünü anımsatan Sezemin, “Üç yılın ardından biz artık 4. Ünitenin çalışmalarına başladık. Projede yer alan Rus ve Türk ekibimiz çok büyük bir iş gerçekleştirmiş oldu. Bu yılın 10 Mayıs tarihinde 1. Ünitenin reaktör kabını projede öngörülen yerine monte ettik. 2. Ünitemizde de kor tutucunun montajı gerçekleştirildi. Bu da reaktör binasının önemli bileşenlerinden biridir. 3. Ünitemizde de çok aktif şekilde çalışmalar sürdürülüyor. Bizi en çok gururlandıran olaylardan biri de 4. Ünite için aldığımız inşaat lisansıdır. Bu lisansın alınmasından sonra biz aktif bir şekilde çalışmalarımıza devam edebileceğiz. 4. Ünitede temel çukuru çalışmaları devam ediyor. O çalışmalar bittikten sonra tirbün ve reaktör binasının zemin koruma katmanı oluşturulacak” diye konuştu.
“Dünyanın nükleer enerji sektöründeki en büyük proje”
Akkuyu NGS projesinin, dünyanın nükleer enerji sektöründeki en büyük proje olduğunun altını çizen Sezemin, projenin aynı zamanda Rus-Türk ilişkilerinin tarihindeki en büyük proje olduğunu da vurguladı. Önümüzdeki yıl için de çok büyük planları olduğunu dile getiren Sezemin, “Önümüzdeki yılın yaz aylarında 2. Ünitenin reaktör kabını projede öngörülen yerine monte etmeyi planlıyoruz. Bahar aylarında da tirbün binası ve reaktör binasının temel plakalarının beton çalışmalarına başlanacak. Fakat şu andaki önceliğimiz tabi ki 1. Ünitedir. Şu anda 1. Ünitemizde asıl inşaat montaj çalışmalarımız sürdürülüyor. Bildiğiniz üzere 1. Ünitenin reaktör kabının montajı bu yıl gerçekleştirildi. Şu anda da buhar jeneratörlerinin montajına hazırlanıyoruz. Ayrıca, ana sirkülasyon boru hattının elemanlarının sahada montaj öncesi kurulumu gerçekleştiriliyor. Bütün bu çalışmalar 2023 yılında gerçekleştirilecek olan önemli olaya bizi daha da yakınlaştırıyor. Sahamızda mevcut projeye katılan bütün uluslardan temsilciler bulunan ekibimiz, hızlı bir şekilde bu projenin gerçekleştirilmesi için bütün güçlerini sarf ediyor” ifadelerini kullandı.
“Akkuyu NGS’miz yılda 17 milyon ton karbondioksit gazının emisyonunu önleyecek”
Nükleer enerjinin küresel iklim değişikliğini önlemeye katkılarına da değinen Sezemin, nükleer enerji sektörünün, sadece düşük karbondioksit emisyonlu bir üretim değil, aynı zamanda iklim değişikliğine de büyük katkısı bulunan bir sektör olduğunu ifade etti. Bu katkıyı rakamlarla açıklayan Sezemin, “Şu anda Rusya’da yaklaşık 40 güç ünitesi işletilmektedir. Bu 40 ünitenin Rusya’da işletilmesi yılda 100 milyon ton karbondioksitin emisyonunu önlemektedir. Bu da yılda 57 milyon aracın emisyonuna eşdeğerdir. Şu anda inşa ettiğimiz Akkuyu NGS’miz de yılda 17 milyon ton karbondioksit gazının emisyonunu önleyecektir. Bu da küresel ısınmaya karşı çok büyük bir katkıdır. Ayrıca, nükleer enerji sektörü mevsimlere bağlı değildir. Türkiye, bu nükleer santral sayesinde sadece karbondioksitin emisyonunu önlemekle kalmıyor, ayrıca istikrarlı bir şekilde enerji üretimine ulaşmış oluyor” şeklinde konuştu.
“2023 yılında sahamıza nükleer yakıtı tedarik etmeye hazırız”
1. Ünitenin 2023’te devreye alınmasıyla Türkiye sunacağı katkıyı da değerlendiren Sezemin, 2010 yılında Türkiye ile Rusya arasında imzalanan Hükümetlerarası Anlaşmaya göre, Akkuyu NGS inşaat lisansı alınmasının ardından 7 yıl sonra elektrik üretimine geçmesi gerektiğini söyledi. 1. güç ünitesinin inşaat lisansını Nisan 2018’de aldıklarını anımsatan Sezemin, şöyle devam etti: “Dolayısıyla Hükümetlerarası Anlaşmaya göre, 1. Ünitenin devreye alınmasının 2025’te gerçekleştirilmiş olması gerekiyor. Devletlerimizin başkanlarının talimatlarını göz önünde bulundurarak biz 1. Ünitemizin devreye alınmasını 2023 yılına çektik. Fakat bunun da üstünde 2023 yılının Türkiye için ne kadar önemli bir tarih olduğunun bilincindeyiz; yani Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yıl dönümü. O yüzden bu görevi gururla üstlendik ve 2023 yılında sahamıza nükleer yakıtı tedarik etmeye hazırız. Her dört ünitenin devreye alındığını düşünecek olursak Akkuyu NGS Türkiye’nin enerji ihtiyacının yüzde 10’unu karşılayacak. Bunlar ortalama rakamlardır. Net rakamlar için şu an konuşmak istemiyorum, çünkü 1. Ünite devreye alındıktan sonra tam kapasite çalışmaya başlaması için de belli bir süre lazım.”
“Projenin tamamının yüzde 40’ının yerli imalatçılardan sağlamamız gerekiyor”
Yerelleştirme çalışmaları ilgili de bilgi veren Sezemin, Hükümetlerarası Anlaşmaya göre, projenin tamamının yüzde 40’ının yerli imalatçılardan sağlaması gerektiğini kaydetti. Bunların inşaat malzemeleri, hizmetler gibi güvenlik sınıfı olmayan alanlar olduğunu belirten Sezimin, şu anda metal konstrüksiyon üreticileri, hidroizolasyon malzemeleri üreticileri ve diğer tedarikçilerle aktif bir şekilde çalıştıklarını ifade etti. Betonlama çalışmalarının da sadece Türkiye’den tedarik edilen malzemelerle gerçekleştirildiğini dile getiren Sezemin, “Rusya’dan şu anda sadece reaktör binasına ve tirbün binasına ait ekipmanlar tedarik edilmektedir. Geri kalan tüm ekipman ve malzemeleri Türkiye’den almaya çalışıyoruz. Sahamızın içerisinde metal konstrüksiyonların üretimi gerçekleştirilen atölyeler ve fabrikalarda, dışarıdan satın alınan inşaat malzemeleri, kalifiye yeterlilik belgeleri olan Türk çalışanlarımız tarafından kullanım için uygun hale getiriliyor” dedi.
“Bütün iş kazalarını detaylı şekilde araştırıyoruz ve toplumla paylaşıyoruz”
İnşaat sahası içinde meydana gelen iş kazaları ile ilgili de açıklama yapan Sezemin, şu anda Akkuyu NGS’de yaklaşık 13 bin kişinin çalıştığını, bunların 9 bininin ise direk sahada çalışan işçiler olduğunu söyledi. Akkuyu’da da her inşaat sahasında olduğu gibi ufak bazı iş kazaları meydana geldiğini kaydeden Sezemin, “Fakat projenin sahibi ve gelecekte de bu santralin işletmecisi olarak Akkuyu Nükleer A.Ş. sahadaki işlerin gerçekleştirilmesi esnasında iş kazalarının önlenmesine ve iş sağlığı ve güvenliği kurallarına uyulmasına, bu kuralların uyulmasının sağlanmasına da çok büyük önem vermektedir. Meydana gelen her iş kazasını biz detaylı şekilde araştırıyoruz, soruşturmalar yapıyoruz. Türkiye’nin temsilcilerinin de katılımıyla gerekli çalışmaları gerçekleştiriyoruz ve meydana gelen bütün iş kazalarıyla ilgili bilgileri toplumla da paylaşıyoruz” diye konuştu.
IHA